Tuesday, January 2, 2024

Babamın Verdikleri

  




Babam, Hasan Saral, Isparta Eğirdir Dağ Komando Okulu'nda eğitim subayı olarak görev yapmıştı. Avrupa'daki çeşitli yarışmalarda ve askeri olimpiyatlarda kayak ve mukavemet dalında Türk ordusunu gururla temsil etti.

 

Babamın bana kazandırdığı değerler:




Bağımsız düşünme: Babam, Atatürk'ün "Bağımsızlık benim karakterimdir" sözünü bir kitapta bana göstererek bağımsız düşünmenin önemini vurguladı.

 

Disiplin ve kurallara saygı: Babam, hayatın her alanında disiplinli ve kurallara uygun olmanın değerini öğretti.

 

Kuralları sorgulama ve eleştirme: Babam, kuralları tartışma ve eleştirme özgürlüğünün önemini vurguladı.

 

Müzik: Konya Askeri Okulu'nda dönem arkadaşı olan Hikmet Şimşek ile birlikte bandoda trompet çalmıştı. Babam, bana 8 yaşında mandolin çalmayı ve notaları öğretti ve müziği son derece disiplinli bir şekilde çalmamızı istedi.


Sporun önemi: Babam, beni 13-20 yaşları arasında atletizmle uğraşmaya teşvik etti, özellikle 800 metre ve üç adım atlamada başarılı olmam için destek verdi.

 

Sağlıklı yaşam: Babam, küçük yaşta sigara içmeyi denememi engelledi ve sigaranın zararlarını öğretti.

Kitaplar: Evimizde Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı dizisinden birçok kitap bulunuyordu. Babam, bu kitapları okumamız için bize teşvik etti. Bu sayede, ortaokul yıllarımızda Varlık Yayınları'ndan birçok klasik eseri keyifle okudum. 20'li yaşlarımda da kitap okuma alışkanlığını sürdürdüm.

 

Aile değeri: Babam, ailenin önemini vurgulayarak mutluluğun aile içinde olduğunu öğretti.

Çalışmanın ödüllendirilmesi: Babam, emeğin karşılığını bulacağına inanarak çalışmaktan zevk almayı öğretti.

 

Mücadele ruhu: Babam, küçük yaşlarda bize mücadele etmeyi ve hedeflerimize ulaşmak için çaba sarf etmeyi sevdirdi. Küçük çocukken kendi eline yumruk attırmak suretiyle azim ve ısrarın önemini vurguladı.

Doğru ve haklı olma: Babam, her zaman doğruyu savunmanın ve haklı olmanın değerini öğretti.

 

Sözünde durma, dürüstlük ve güvenilirlik: Babam, verdiği sözü tutmanın, dürüst ve güvenilir olmanın hayatta önemli olduğunu vurguladı.

Alçak gönüllülük: Babam, her zaman alçak gönüllü olmayı öğütledi ve başkalarına saygı göstermeyi hatırlattı.

 

Dağcılık: Babam, dağcılığa özgü başarma hırsı, azim ve ısrarı örnek alarak bu sporu sevdirmeye çalıştı.

 

Friday, October 20, 2023

The Enigmatic World of Jennifer Walshe

 


The Enigmatic World of Jennifer Walshe: First Impressions and Lasting Impact

Ali Riza SARAL (using chatGPT)

 In the realm of art and creativity, the power of a first impression cannot be overstated. It is the gateway to an artist's world, setting the stage for the emotional and intellectual journey that lies ahead. In the avant-garde and experimental world of Jennifer Walshe's music, this initial encounter is even more critical. With her boundary-pushing compositions, Walshe challenges traditional musical norms, forcing her audience to step out of their comfort zones. So, what is the importance of a first impression, and what impact does Jennifer Walshe's work leave on those who dare to explore her enigmatic musical universe?

 Jennifer Walshe, an Irish composer and vocalist, is renowned for her experimental approach to music. Her compositions are a fusion of conceptual, theatrical, and sonic exploration, often blurring the lines between music and other art forms. As one steps into the world of Walshe's music, a crucial factor becomes evident: the first impression. It acts as a crossroads, determining whether the listener will venture further into her auditory labyrinth or retreat to the familiar terrains of conventional music.

 A powerful first impression is the key to capturing attention. Walshe's music, characterized by its avant-garde nature, seizes the audience's senses with its unique, innovative soundscape. It surprises and intrigues, making a bold statement that demands one's consideration. This initial impact creates the curiosity necessary to explore her works in more depth.

 However, the significance of the first impression transcends mere captivation. It also sets expectations. Jennifer Walshe's music is known for its conceptual depth, theatrical elements, and experimental performance. The first encounter with her compositions establishes a framework for what listeners can anticipate – a world where the conventional rules of music are bent and reimagined. This anticipation is integral to the appreciation of her artistry.

 Walshe's work provokes thought from the very first note. It challenges established norms and conventions, pushing listeners to reflect on the meaning and purpose of the music. This intellectual engagement is a hallmark of avant-garde and experimental art, encouraging audiences to question and explore beyond the surface.

 Furthermore, the emotional impact of Walshe's works is significant. Depending on individual backgrounds and musical preferences, the first impression can evoke a range of emotions, from fascination and intrigue to confusion and discomfort. This emotional depth is a central aspect of avant-garde art. It invites listeners to navigate the vast spectrum of human feelings, stimulating introspection and deeper connections with the music.

 What distinguishes the significance of the first impression in Jennifer Walshe's music is its lasting influence. A compelling initial encounter can lead to a prolonged exploration. Those initially intrigued or challenged by her compositions are more likely to delve deeper into her artistic concepts, gradually gaining a richer understanding and appreciation of her innovative approach.

 In conclusion, Jennifer Walshe's avant-garde music highlights the pivotal role of first impressions in art. These initial encounters with her work captivate, set expectations, provoke thought, and create a powerful emotional impact. But what truly distinguishes them is their potential for a long-lasting influence, encouraging individuals to push the boundaries of their musical understanding and engage with the extraordinary world of Jennifer Walshe's compositions. Her music challenges us to rethink what music can be and inspires us to explore the uncharted territories of auditory artistry.

Friday, November 11, 2022

YAŞLIYI ANLAMAK

 

YAŞLIYI ANLAMAK

 


80 yıllarıydı.  Anneannem bize ziyaretteydi.  Kolumu onun sırtına dolayıp  omuzuna attım.  Vücudu öne doğru eğildi ve başı hafif öne düştü.  Sonra bana gülümseyerek  ‘Oğlum insan yaşaldıkça içindeki ateş hiç sönmüyor’ dedi.  !990’da ABD’de tatlı bir arkadaşımın  omuzuna kolumu attığımda o da anneannemin aynısı hareketi yapınca daha iyi anladım anneannemin sözlerini...

 

Annem son çocuk olarak beni  normalin çok üstünde bir süre emzirmiş.  3 çocuk tabii zor.  İş yaparken beni bir çarşafa koyar sırtına bağlarmış.  Yaşı 80’in üzerine çıktığında ben de vücudumu sırtına dayayıp çenemi arkadan omuzuna koymaya kollarımı da çak çaklarına sarmaya başladım.  İkimiz de çok memnun olurduk.  Kucağına çocuk almayı çok severdi.  Ben de zaman zaman tam ağırlığımı vermeden dizlerine otururdum.  Bir de öpüp okşarken ‘Ne yapalım bununla idare edeceğiz’ der bazan kulak memesini emerdim.  Bebeğini emzirir gibi hiç sesini çıkarmaz sonra  da gülerdi.

 

Yaşlı insan dünyanın değişmesine ve kendi kişisel sağlık sınırlamalarına karşı giderek kendi içine çekiliyor.  Elektronik aletleri kullanmakta güçlük çekiyor, kullanamıyor.  Sağlık sorunları nedeni ile alışık olduğu gibi davranamıyor, hareket edemiyor.   ‘Ben böyle olacak kadın mıydım?’ derdi annem. Çevresindeki hızlı değişimlere ayak uyduramıyor.  Giderek küçülen kendi dünyasının sınırlamaları ile yalnızlık içinde yaşamaya mahkum oluyor.

 

Yaşlı insanların yaşam kalitesi nasıl düzeltilebilir?  Öncelikle çocukları, gençleri çok iyi eğiterek.  Mesleklerini kullansın kullanmasın bütün bayanlar mümkün en üst düzeyde eğitim almalılar.  Yaşam boyu eğitim ve kalite yükseltme kültürü çok önemli.  Yaşlı insan ‘boş’ kalmamalı, boşluğa düşmemeli.  Bir yaşlı insanın sınırları içinde bir çok yazar sanatçı, iş adamı neler neler yapıyorlar.  Sorun yaşlının fiziki sınırları değil kendini yeteneklerini ruhunu yenileyememiş olması...

 

Bakıyorum da, yaşlıların ne kadar büyük bir zihin gücünü üretkenliğe dönüştüremeyip ihtimamla toprağa gömüyoruz  her an...

 

Ali Riza SARAL

 

 

Tuesday, June 7, 2022

MİAM – Kamran İNCE derslerinden ilk semester bazı izlenimlerim

 

MİAM – Kamran İNCE derslerinden ilk semester bazı izlenimlerim

-          Hergün en az 1.5 saat çalış.

-          Gel bu ödevin bir satırını ben yazayım sonraki satırını sen yaz.  Bir benden bir senden...

-          Articulation, dynamics ve partilerin hepsini birden düşün.  Partilerden birini baştan sona yazıp sonra ötekini yazma Ockeghem gibi...  Bir kaç ölçü olabilir ama sonra hemen tamamla...

-          Avoid meter beats, treat motives as a whole, independent from beat/meter, hear it as a whole before you write it.

-          Yaptığın işte hiç bir belirsizlik hiç bir şüphe kalmamalı.  Herşey açık ve net olmalı.

-          Ödevleri koyu kalemle 6B – 7B ile yaz, net olsun.

-           

-          Exeggerate, use fff do not limit yourself or your imagination

-          Uçlara git hep ortalarda dolaşıyorsun

-          It should be potent, it should creat contrast hence it should motivate the continuous flow of the music

-          İlk önce kağıt üstünde düşün.  Sonra bilgisayara geç.

-          Accompanying parts shall maximize the main idea part’s effect.

-          Ana düşünce çok çarpıcı olmalı.  Bir anda kavramalı dinleyiciyi.

-          Emin olmadan hiç kimseye gösterme.  Bir kaç gün ara verip tekrar döndüğünde yaptığın işe yeni bir gözle bakma şansını kaçırma.  Yaptığı müziğe başka bir insanın gözü ile eleştirel bakabilmek bir bestecinin en kıymetli yeteneğidir.

-           

-          Çalışan çabalayan A alır ama tam gücünü koymayanın notunu kırarım.

-          Demanding bir hoca her zaman bir iki fazlasını istiyor.

-          Erich Maria REMARQUE’ın İnsanları Seveceksin kitabını andıran bir kişiliği var.  Dobra dobra, arkadaşça bir üslup fakat yeri geldiğinde son derece dolaylı ve iyi tasarlanmış mesafeli uyarılar veriyor.

-          Çok cömert bir hoca.  Öğrenci ile yakın döğüşüyor.  Soğuk bir mesafe koymuyor. Bilgiyi öğrencinin ağzına koyuyor.  Son derece  samimi tepkiler uyarılar bu etkileşim içinde talim parkurundaki bir komando askerinin ani refleksleri gibi...  Cevabı ya da soruyu anında yapıştırıyor.

My letter to NHKworld, a Japanese channel at Tokyo.

My letter to NHKworld, a Japanese channel at Tokyo.

  I congratulate your broadcast of a documentation related to documents left by the Jewish guards who collaborated with Nazis at Auschwitz.  It was a very well prepared objective program. 

    I would suggest it would be even better if you also prepare/broadcast a program which displays the German folk crowds supporting vehemently Hitler in his parades.  Also the Nazi propaganda mechanism and how/why it succeeded.

    I worked for EUROCONTROL Karlsruhe as an ATC-FPP engineer btw 1992 and 1997.  I believe we must think seriously why NAzis came to power.  In fact focusing every blame on Nazis saves the wrongs in the German culture that gave rise to the II world war.  


    I loved the ending of your program about Auschwitz that the main NAzi leader who designed the Auschwitz says 'I did not even kill a single Jew'.  In fact many a German says the same 'I did not kill a single Jew'...


    The problem is (also begins the same in Turkey); a society needs to maximize its positives to be successful.  For example, your programs underlines a 'smiling positive attitude' in most of persons going through the broadcasts.  It is good.  It is a strength. And it is also something that may reduve variety... That may lead everybody to move in the same direction. ... 

   I appreciate your precious contribution to the world culture.  Personally I benefited very much from the poises of your speakes.  By the way they are extremely pretty...  

   Best.

   Ali Rıza SARAL

    Istanbul, 2022

Saturday, April 2, 2022

CRR Ustalık Sınıfı – Kamran İNCE

 


CRR Ustalık Sınıfı – Kamran İNCE

 Cemal Reşit Rey Ustalık sınıfı 2 Nisan 2022 tarihinde Kamran İNCE tarafından sunuldu.  Kamran İNCE’yakın döğüşen’ öğrenci ile arasına ‘nazik’ bir mesafe duvarı koymayan cömert bir eğitici...  Saygıdan kaynaklanan mesafeyi bilgi ve tecrübesi ile inşa ediyor.

 İNCE oturumun konusunu ‘business of music’ olarak açtı, business’ten kast ettiğinin iş, ticaret vb olmadığını belirterek...  İzlenimim, ödüller, yarışmalar, Roma  vb. kendi başarılarına giden yolda edindiği tecrübeleri soru cevap şeklinde aktardı.

 Business of music’te ilk adım hatta herşeyin dönüp dolaşıp geldiği noktanın product – ürün olduğunu ileri sürdü.  Çünkü bütün kapıları açan gönderdiğiniz veya ilgililerin bir şekilde görüp beğendiği eserdi önünde kapıları açan...

 Toplantının en önemli dersi:  Kişinin ürünün hazır olduğuna inanması, karar vermesi süreci...  Eseri yaptıktan sonra bir süre bir hafta onu ellemeyi ve daha sonra geri dönüldüğünde en ufak bir şüphe duyulursa onu mutlaka düzeltinceye kadar mücadele etmeyi tavsiye etti.  ‘Bu idare eder’, ya da ‘o kadar kusur kadı kızında da olur’ türünden yaklaşımların çok yanlış olduğunu söyledi.  Eserin bittiğindan tam olarak emin olmak gerektiğini belirtti.  Çünkü kusurlu eserlerin bir kaç tanesini aynı yere yollarsanız artık daha iyisini yollasanız bile sizi ‘kusurlu yazan’ olarak tanıdıkları için yeni eseri pek incelemezler dedi.

 Eserin yazma süreciyle ilgili:  İlk olarak kullanacağı enstrümanlar ve ortam, daha sonra ne ve nasıl anlatacağı üzerinde durdu.  Yazmaya başlamak için içinde bir ‘gut feeling’ oluşmasını beklediğini, bir ürperti, bir ‘emotion’ oluşmasını...  Daha sonra bunu nasıl notaya dökebileceğini düşündüğünü...

 En önemlisi:  Yaptığı müziğin üretim süreci içinde başlangıçta kendisine ait beklentiyi bile aşması gerektiğini ileri sürdü.

 Toplantı Maltepe üniversitesinden öğrencilerin ve öğretim üyesi Armağan DURDAĞ’ın soruları ve İNCE ile yakın tartışmaları ile iki saatten uzun sürdü.  Kamran Beyin nazik davetiyle Flüt konçertosunun provasını izlemek üzere dağıldı.

 USTALIK SINIFI toplantıları ile CRR yaşlı kuşaktan gençlere bilginin naklini organize etmede ve yaygın duyurmada çok başarılı...  Tabii bilginin, ses ve görüntü kayıtları ile kurum içinde biriktirilmesi ve saklanması da önemli  [1] ...

 

Not: ABD’de konservatuarda okurken her sabah 06’da başlayıp 2 saat kompozisyon yaptığını gün içinde ise 2-3 saat zamanını eserlerinin kaset ve notalarını yüzlerce kişiye posta ile iletme mücadelesine ayırdığını belirtti.  Bunlardan bir kaç tanesi sonradan ona ‘yürü ya kulum’ diyen destekçi ünlü kişiler olmuş.

REFERENCES: 

[1] Laurie Joan Aron, Managing to Learn: How Companies Can Turn Knowledge into Action, Harvard Business School