Sunday, August 21, 2011

To Leave Space - De Laisser Space - BOŞLUK BIRAKMAK

TO LEAVE SPACE
De laisser un espace
BOŞLUK BIRAKMAK

Civilized manners depend on the skill of leaving space.
Les manières civilisées est dépendent de l'habileté de laisser de l'espace.
Medeni tavırlar boşluk bırakmak ustalığına dayanır.

Leave space to the ladies to let them pass first through a door. Give your seat to the elderly on a bus...
Laissez un espace pour les dames pour les laisser passer d'abord par une porte. Donnez votre siège pour les
personnes âgées sur un bus ...
Bir kapıdan geçerken başkasına ya da bir bayana bizden önce geçebilmesi için boşluk bırakıp yol vermek ya da yaşlı bir insana otobüste yer vermek…

Do not speak loud continuously so that your correspondent may have a chance to intervene. Speak sometimes slow or even stop in a light manner so that you can hear the person you talk to...
Ne pas parler fort en permanence pour que votre correspondant peut avoir une chance d'intervenir. Parlez parfois ralentir ou même arrêter d'une manière légère de sorte que vous pouvez entendre la personne
que vous parlez à ...
Konuşurken hiç kesintisiz ve yüksek sesle değil, karşımızdakinin gerek gördüğünde araya girebilişi için şans tanıyacak şekilde, zaman zaman biraz yavaşlayarak hatta durarak ve onu duyabileceğimiz şekilde hafifleyerek…

Leave space between the cars when driving, just in case the driver on the front makes a mistake...
Laissez un espace entre les voitures lors de la conduite, juste au cas où le conducteur sur la face avant fait une erreur ...
Otomobil kullanırken önümüzdeki şoförün hatalarına karşı öndeki araba ile bizimki arasında mesafe bırakarak…

Leave the space to make up for the mistakes of others.
Laisser de l'espace pour rattraper les erreurs des autres.
Günlük hayatta ilişkilerimizde insanlara hata yapmak şansı tanımak için gerekli mesafe ve zararı telafi edecek maddi manevi payı bırakarak…

Give people time and opportunity to correct their mistakes or explain their behaviour...
Donner aux gens le temps et la possibilité de corriger leurs erreurs ou d'expliquer leur comportement ...
İnsanlara davranışlarını açıklamaları ya da düzeltişleri için zaman tanımak…

Leave some time to your subconscious to solve problems, or remember things that you can not recap instantly, give a chance to your intuition to activate your creativity against difficult situations.
Laissez un peu de temps à votre subconscient pour résoudre les problèmes, ou de se rappeler des choses que vous ne pouvez pas instantanément récapituler, donner une chance à votre intuition pour activer votre
créativité face à des situations difficiles.
Kendi bilinçaltımıza bilerek çözemediğimiz problemleri çözmek, ya da hatırlayamadığımız şeyleri bulup getirmek için bir an zaman tanımak, yaratıcılığımızı harekete geçirmek için sezgilerimize şans tanımak…

Leave time for yourself...
Laisser du temps pour soi ...
Kendinize zaman tanıyınız…

Ali R+ SARAL

Genişletilmiş Türkçesi:
BOŞLUK BIRAKMAK
http://largesystems-atc.blogspot.com/2007_11_01_archive.html