Wednesday, July 24, 2013

Sıradan İnsanların Sıradan Cumhuriyeti

Türkiye giderek sıradan insanların sıradan Cumhuriyeti haline geliyor.

Bir ülkede sanattan ya da herhangi bir meslekten anlayan kişilerin toplam sayısı hiç bir zaman çoğunluğu oluşturmaz.  Kaldı ki üniversite eğitimi almış olmak aydın olmağı da göstermez.
Bir takım seçim oyunlarını da katarak ülkenin aydın kesiminin de içinde bulunduğu azınlık kesimi tümüyle reddetmek ciddi bir hatadır.

Azınlığın bilgisi ve sanatından faydalanabilmek için toplumun gerekli kültürel mekanizmaları kurabilmesi gerekir.  Malesef hükümet ve AKP belediyeciliğe dayanan çok tecrübeli bir yaklaşıma sahip fakat sanat, kültür, din gibi sosyal konularda yetersiz ve başarısızlar.  Örneğin eğitim konusunda iktidarları boyunca bir çok defa politika değiştirdiler.  Bunun kötü sonuçlarını 5-10 yıl içinde yetişen yeni nesillerde hep beraber göreceğiz inşallah...  Kültür ve sosyal konularda hükümetin ihale ve yap-işlet-sat politikasının başarılı olma şansı yoktur.
Almanya azınlığın bilgi ve tecrübesinden faydalanmağı en başarılı şekilde beceren ülkelerdendir.  Almanya’da bir fikir, nereden gelirse gelsin, ister azınlıktan ister iktidardan, ister çapulcudan ister mersedese binenden, eğer o fikir doğru ise anında, inanılmaz bir çabuklukla yönetim tarafından benimsenir ve uygulanır.  Sayın Topbaş’ın Gezi olaylarından sonra yaptığı gibi...

Malesef, hükümet ve değerli Başbakan sürekli istediğini yapma hakkı olduğunu ve bunun %60’tan kaynaklandığını söylüyor.  Bu yaklaşım çocukça ve çok kabadır.  Esasen sayın Başbakan tarafından sıradan çoğunluğun hislerine oynamak için ileri sürülmektedir.  Hükümetin önemli bir zaafı da oyunu aldığı sıradan insana yalnızca ihaleler vb belediyecilik yöntemleri ile hizmet etmeğe çalışmasıdır.  Hükümet oyunu aldığı geniş kesime liderlik etmek konusunda çok tutucu ve zayıftır.  Arada bir “kredi kartını ödeme için kullanınız” türünden yalnız ekonomik uyarılar gelmekte fakat temizlik, çalışkanlık, matematik ve yabancı dil için çaba göstermemek ve Atatürk’ün nutkunda belirttiği diğer zaaflar üzerinde hiç durulmamaktadır.  Bu hükümet din konusunda Türkiye’ye en çok borçlu olan hükümettir.  Fakat malesef koca bir 0’dır yaptıkları.  Paraya dayanan şeyleri yapıp en hayati olan ‘dinin özüne ilişkin’ konularda hiç bir şey yapmamıştır.  Çünkü amaç sıradan insanı ürkütmeden oyunu almak ve ihale vb beceriyi kullanarak maddi başarıyla hizmet etmektir. 
Bu hükümet halka liderlik etmek konusunda çok zayıf kalmıştır.  Bu durum ise sıradan insanların eğilimlerinin ve seçimlerinin devlet politikalarını ciddi şekilde etkilemesine, eğitim, kültür ve din gibi sosyal alanlarda Türkiye’nin zaman kaybetmesine yol açmıştır.